cocukoyunlari

Bipalyaço olarak ”Aahh nerede o eski oyunlar?” konulu başlığa da sizler için el atmak istedik. Malum çocuklar konusunda ki her şey bizler için büyük bir önem arz ediyor; hele de konu çocukların eğlenmeleri, oynadıkları oyunlar olunca konu bütünüyle bizim ilgi alanımız halini alıyor.

Yıllardır ne çok şey değişti değil mi? Çok değil 10 yıl öncesinden bahsediyorum, yani kendi çocukluğumdan (malum ben de pek ileri yaşta biri sayılmam 🙂 … Çocuk dediğin sokakta oynardı, sokak demek çocukların birey olabilmeleri açısından en önemli yerdi. Orada hayatı; insanları, yaşamayı öğrenirdi çocuk… Hem de bunu en sağlıklı şekliyle ”gözlem” ile yapardı.

Yıllar geçtikçe sokaklar bizim için korku verici, zararlı bir yer olarak gözükmeye başladı. Bu kalabalıklaşma sokak kavramıyla birlikte çok şeyi alıp götürdü bizlerden, özellikle de çocuklardan; yani geleceğin bireylerinden..

Ne de güzel oyunlarımız vardı bizlerin sokaklarda oynamış olduğu,bugün onlardan bahsetmek aslında şanslı olarak nitelendirdiğimiz yeni neslin hiçte bizler kadar şanslı olmadığını ispat nitelikte ki ve benim çocukluğumun favorisi sayılabilecek üç oyundan bahsedeceğim.

Evet konumuz oyunlar…

En başta benim için vazgeçilmez sayılabilecek türden bir oyun ile başlıyorum (hala çocuk gibi oynadığım, sanırım hiç bir zaman bundan sıkılmayacağım 🙂 )

Yakar Top

Yıllardır beni hep eğlendiren o muhteşem oyun. Nasıl mı oynanırdı hatırlatayım hemen.Başlangıçta iki grup belirlenirdi bu gruplara kişilerin yaratıcılığına göre çeşitli isimler verilirdi. Biz bugün A ile B grubu diyelim.

Aralarında yazı,tura atan iki takımdan kazanan takım ortaya geçerdi diğer takımdaki kişiler eşit sayılarda olmak koşulu ile biri sağ tarafa, birisi sol tarafa geçer sırasıyla top ile ortadakilerin tümüne topu değdirinceye dek birbirleri arasında paslaşırlardı, topa değmiş olan kişi oyunun dışına çıkartılırdı. Hee bir de unutmadan, can almak diye bir şey vardı ki ben hiç beceremezdim bunu 🙂 can alan kişi diğer oyun dışına çıkan arkadaşını kurtarabiliyordu ya da o canı kendisine saklayıp elendiği zaman kendi avantajı adına kullanabiliyordu. Can almak ise topu havada tutmayı başarmakla oluyordu ki bu birazcık zor bir şeydi tabii.

Gelelim ikinci oyuna: Seksek

Günümüzde hala benim çevremde zorla öğretip sonrasında sevdirdiğim çocuklar dışında oynanıyor mu malesef ki bilmiyorum. Fakat müthiş bir oyundu kendisi. Bu oyun için bir adeş tebeşir ve yerden rastgele küçük bir taş bulmak yeterliydi (he tabi benim uğurlu taşım var yenisine gerek yok denilirse o ayrı).

Öncesinde tek bir kare, sonrasında iki kare yan yana gelecek şekilde iki kare sonra tekrar kare sonra yine bitişik iki kare yan yana şekliyle çizim yapıyoruz bunlar için genelde 1’den 8’e kadar olan rakamlar verilir (çizim için yandaki resme bakabilirsiniz.) Çocuklar kendi aralarında sıraya girerler başta ki kişi çizgilere değmeden birinci karenin içine taşı atmaya çalışır, eğer bunu başarırsa ilk kare hariç geri kalan karelerin içine tek ayak ile zıplayarak basar sonra geri döner sırada ikinci tur vardır bunda da taşı ikinciye atar,taşın olduğu kare hariç geri kalan karelere basarak ikinci turu tamamlar fakat olur da çizgilerden birine yanlışlıkla basarsa veya taşını bulunduğu tur hariç bi noktaya atarsa sıra arkadaşına geçer bu şekilde sıralar değişir tekrar ilk oynayan kişiye sıra geldiğinde kaldığı turdan oyuna devam eder taa ki tüm turları tamamlayıp içlerinden birisi oyunu kazanana kadar…

3.favorim: Tahmin edin sizce nedir?

Eğer ki bunu okuyan bir anne ise bunu bilmeme ihtimali yok. Zıplamak desem, ip desem anlarsınız herhalde değil mi? Evet.. evet işte o.. İp atlamak tabii ki. Küçükken en başarılı olduğum oyunlardan bir tanesi.

Sokakta bir ayrı çıkardı keyfi. İki ucundan iki kişi tutardı ipi ortaya geçen kişi ipe basmadan zıplamaya çalışırdı, ipe basan kişi kaybederdi. Kızlarla tatlı çekişmeler ayrı bir tat katardı bu oyuna, kendi aralarımızda kim daha çok zıplarsa onu birinci seçerdik.

Ve işin güzel yanı da bunları sokaklarda oynardık biz, şimdi ise çocukların öyle bir şansı maalesef ki yok..

Ah keşke diyorum, keşke bu oyunlar güncelliğini dört duvar arasında oynanan bilgisayar başında ki oyunlara bırakmasaydı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir